Startup Nedir?

Son dönemlerde hayatımıza iyiden iyiye giren startup kavramı, akıllara ilk olarak beyaz yakalıları ve lüks plazaları getiriyor. Teknoloji konusunda ilerici çalışmalar yapan şirketler de startup denince akla gelen imgeler arasında. Peki gerçek anlamda startup kavramından ne anlamalıyız?

Startup kavramı, ilk olarak 2010 senesinde ABD’de ortaya çıktı. Bu ilginç kavram çok kısa bir süre içinde yaygınlık kazanmaya başladı. Doğal olarak Türkiye’de de startup terimine karşı yoğun bir ilgi söz konusu. Startup temel olarak yeni girişim, başlangıç girişimi gibi anlamlara tekabül ediyor. Sözcüğün İngilizce hali daha sık kullanıldığı için kafalarda tanımına ilişkin sıklıkla soru işaretleri doğuyor diyebiliriz. Startup’ın ne olduğunu kavramaya başlayan gençler hemen bir solukta startup projelerini düşünmeye ya da halihazırdaki projelere dahil olmaya başlıyor.


Startup’ın Şirket Yaşıyla İlgisi Var mı?

Startup aslında değişik girişimcilerce farklı farklı tanımlanmıştır. Genel düzeyde belli sorunların çözümü için kurulsa da olumlu sonuçların garanti edilemediği şirketler için kullanılır. Firmanın ne kadar zamandır aktif olduğu startup şeklinde kabul edilip edilmemesini pek etkilemez. Örneğin üç ay önce açılan bir firma da startup olarak kabul görür, 3 senelik bir firma da… Elbette 10 seneyi aşmış bir firmanın artık belli bir mesafe katetmesi bekleneceği için startup kategorisinde değerlendirmek doğru olmaz.

Kısacası, şirketlerin startup olarak değerlendirilmeleri için genç olmaları şart değil.

Whatsapp kurucusunun bu konudaki değerlendirmesi konuyu özetler nitelikte. Jan Koum Whatsapp’ın kuruluşunun üzerinden epey zaman geçmesine rağmen kendilerini hala bir startup şirket olarak gördüklerini belirtiyor. Hızlı bir şekilde yeni kararlar almak, hızlı şekilde büyümeye devam etmek bu noktada asıl kriter olan şey denilebilir.


Startup’ın Odağı Büyüme Yeteneği!

Startup tanımlarında mutabık olunan yön, firmaların büyüme yeteneğidir diyebiliriz. Bütün startup şirketleri kendilerini büyümeye odaklamıştır. Tam anlamıyla durmaksızın, belli bir ivmeyle büyümek, sınır tanımaksızın genişlemek startup mantığını açıklayan unsurdur. Startup’ın Dünya’ya açılması, büyük ülkelerde kendine yer bulması beklenir. Yerel bir girişimcilik olarak kalması, kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle her girişim asla bir startup olarak değerlendirilemez. Genelde bu iki kavram birbiriyle karıştırılıyor. Aşağıda özel bir başlık altında bu konuya daha detaylı olarak değineceğiz.

Startup’ta tamamen çok hızlı büyüme mantığı olduğu için vaat edilen içeriğin de buna uygun olması gerekir. Örneğin teknoloji alanında sunduğunuz yeni hizmet, potansiyel olarak buna uygun düzeyde olmalıdır. Bu nedenle startup geleneğinde girişimcilik fikri çok önemlidir.

Amerika’nın meşhur Silikon Vadisi’nde doğan bu kavram, teknolojiyi ve yazılımı odak noktasına alır.

Bu nedenle ilgisiz bir sektörün startup kategorisi altında değerlendirilmesi anlamsız olur. Bir nevi yeni bir iş modeli olarak karşımıza çıkan startup, finans teknolojilerinden satış pazarlama alanına dek pek çok sektörle bağ kurar. Kullanıcı ihtiyaçlarını çok doğru şekilde analiz eden girişimciler bunları kolayca para getiren evrensel fikirlere dönüştürebiliyor.

Startup projelerinde sürekliliğin, işlevselliğin ve yaratıcı fikirlerin önemi büyüktür.

Özellikle geniş kitlelerin uzun vadede ihtiyaçlarına yanıt verecek hizmetlerin üretilmesi son derece kritiktir.

Startup’ta Başarıya Nasıl Ulaşılır?

Bilgiyi uygulama ve global düzeyde bir potansiyele dönüştürme becerisi, belki de çağımızın en değerli anahtarıdır. İnovatif düşünme refleksi göstermek ve bilgimizi ortaya koymak, startup’ı başlatmanın altın kuralı olarak kabul edilebilir.

Bir startup projesinin global düzeyde başarıya ulaşması adına o hizmeti çok sayıda insanın talep etmesi şarttır.

Diğer yandan da söz konusu hizmeti hedef kitleye ulaşacak organizasyon sağlanmalıdır. Bütün bunlar bir araya geldiğinde startup projesinin başarıya ulaşmaması adına hiçbir neden yoktur. Buna rağmen bugün hala kimlerin startup olduğu, kimlerin olmadığı konusunda belli muğlaklıklar söz konusu. Bu anlamda startup tanımına odaklanmak yeterli olacaktır.

Startup ile Girişimcilik Arasındaki Farklar

Bu iki kavramın birbirine sıklıkla karıştırıldığına yukarıda değinmiştik. Her iki kavramın tanım olarak birbiriyle ilişkilendirilmesi belli ölçüde doğrudur; ancak birbirlerinin yerine kullanılması mümkün değildir.

Basitçe açıklamak gerekirse girişimcilik Dünya, startup ise tüm evren olarak düşünülebilir.

Girişimciliğin sınırları kısıtlı olabilir; örneğin yaşadığınız semtte açtığınız bir restoran basit bir girişimcilik örneğidir. Oysa startup sonsuzluğa uzanan potansiyeli ile var olur.

Startup yerelle ilgilenmez, gözünü hızlı bir şekilde dünya piyasasına çevirir.

Girişimlerin çok önemli bir çoğunluğu daha önce yüzbinlerce defa organize edilen bir eylemin tekrarından ibarettir. Oysa startup daha özgün bir hizmet modeli sunar ve bu nedenle yeni bir girişim olarak değerlendirilir. Onu asıl değerli kılan da zaten budur. Herhangi bir girişimin startup kategorisinde değer görmesi adına mutlaka büyüme yeteneğinin bulunması gerekiyor. Startup’ın zaten kuruluş amacı tamamen büyüme üzerine kuruludur.

Startup Nasıl Kurulur?

Startup konusu artık anlaşıldığına göre kurulum sürecine odaklanabiliriz. Kuruluş süreçlerinde kişilerin her şeyden önce herhangi bir evrensel probleme yanıt vermesi gerekir. Çözümün uygulanmasındaki başarı düzeyi, başlangıç için çok da mühim sayılmaz. Önemli olan bu özgün ve büyüme refleksi gösterebilecek projenizi oluşturabilmek.

Şirket finansmanını oluşturabilmek adına kitlesel fonlara başvurabilirsiniz. Kickstarter gibi platformlar bu anlamda işinizi görebilir. Diğer yandan finansal eksikliğinizi gidermek için banka kredilerine başvurabilirsiniz. Bankaların çoğu girişim kredilerine sıcak bakabiliyor. Ne yazık ki Türkiye’de henüz girişimcileri destekleyen krediler istenilen düzeyde değil. Dünyada bu tip şirketlerin en çok desteklendiği iki ülke ABD ve İngiltere’dir.

Finans aşamasını atlattıktan sonra kendinize proje ortakları bulmalısınız. Startup süreçlerinde sağlam bir ekip oluşturmak son derece önemlidir.

Satış sürekliliğinizi sağlayacak, motivasyonunuzu diri tutacak, hedef kitleye ulaşmanızı sağlayacak etkili bir ekip kurmak sizi öne taşıyacaktır.

Hangi Alanlarda Startup Şirketleri Kurulur?

Aslında bu konuda belli bir sınırlandırma yapmak doğru değildir. Startup konusunun kapısı tüm sektörlere açıktır; ancak şu bir gerçek ki teknoloji, finans ve yazılım sektörleri yapı itibariyle startup için oldukça uygundur. Bu sektörlerin startup alanında başarılı olma olasılıkları çok daha yüksektir. Diğer yandan mimarlık, tasarım ve pazarlama alanlarında da son yıllarda ciddi bir artış söz konusu.


Türkiye’de Startup

Dünyada başlayan startup akımından Türkiye de nasibini almış durumda. Özellikle bazı büyük markaların startupları desteklemeye başlaması yeni ve yaratıcı girişimlerin ortaya çıkmasını sağladı.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en başarılı 100 startup girişimi açıklandı. Buna göre listenin zirvesinde İnsider yer alıyor. İnsider’i; Paraşüt, Onedio, Sinemia, İyzico, Scorp gibi oluşumlar takip ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir